Revolutionary Democracy (Nisan 2013)

STALİN – MAO ZEDUNG GÖRÜŞMESİ (16 Aralık 1949)

JV Stalin Yoldaş ile Çin Halk Cumhuriyeti Merkezi Halk Hükümeti Başkanı Mao Zedung arasındaki görüşme tutanağı

Selamlaşma ve genl konularda sohbetin ardından şu konuşma gerçekleşiyor:

Mao: Bugün en önemli sorun barışın tesisi sorunu. Çin’in genel olarak ülkeyi stabilize edebilmesi ve ekonomiyi savaş öncesi seviyesine getirebilmesi için 3-5 yıllık barış dönemine ihtiyacı var. Çin’deki en önemli sorunlara ilişkin kararlar barışçıl bir geleceğe bağlı. Bu bağlamda ÇKP MK’sı uluslararası barışın ne şekilde ve ne derecede korunabileceği konusuna sızın tarafınızdan açıklık getirilmesi görevini bana verdi.

Stalin: Öyle görünüyor ki Çin’de barış için savaş yürütülüyor. Barış sorunu SB’ni de büyük ölçüde meşgul eden bir sorun, her ne kadar son dört yıldır barış olsa da. Çin’de ise aciliyeti olan bir tehdit sökonusu değil; Japonya henüz ayakları üzerinde duramadığı için savaşa hazır değil; Amerika ise savaş naraları atsa da en çok korktuğu şey savaş. Avrupa da savaştan korkuyor. Yani esasında Çin’e karşı savaşacak kimse yok. Kim İl Sung Çin’i işgale kalkmazsa?

 Barış bizim karşılıklı çabalarımıza bağlı. Dostluğumuzu geliştirirsek barış 5-10 yıl değil 20-25 yılö belki de daha fazla hüküm sürecektir.

Mao: Liu Şaki Çin’e döndüğünden bu yana ÇKP MK Çin ile SSCB arasındaki dostluk, ittifak ve karşılıklı yardım anlaşmasını tartışıyor.

Stalin: Bu sorunu konuşup bir karara varabiliriz. 1945’te SSCB ile Çin arasında imzaladığımız dostluk ve ittifak anlaşmasının devam ettiğini mi ilan etmek, gelecekte bazı şeylerin değişeceğini mi bildrimek yoksa bu değişikliklere şimdiden mi karar vermek gerektiğine açıklık getirmeliyiz. Bildiğiniz gibi SSCB ile Çin arasındaki bu anlaşma, Yalta Anlaşması’nın sonucu olarak vücut buldu. Yalta Kurile Adaları, Güney Sakhalin, Port Arthur vb. konularda anlaşmanın ana noktalarını belirledi.
Yani bu anlaşma Amerika ve İngiltere’nin onayıyla sonuçlandı. Bu durumu gözönünde bulundurursak biz kendi iç çeperimizde bu anlaşmada şimdilik hiçbir değişiklik yapmamaya karar verdik; zira bir tek noktada bile değişiklik yapmak Amerika ile İngiltere’ye Kurile Adaları, Güney Sakhalin vbç konularda anlaşmada değişikliğe gitme konusunda yasal zemin hazırlamış olur. Bu nedenle bir yandan mevcut anlaşmayı değiştirmenin bir yolunu bulmaya çalışırken, bir yandan da resmi olarak bu anlaşmanın gereklerini yerine getirip, örneğin anlaşmanın SB’ne tanıdığı Port Arthur’da askeri birliklerini konuşlandırma hakkını resmiyette kullanırken, aslında Çin hükümetinin talebi üzerine, oradaki Sovyet silahlı kuvvetlerini geri çekmekteyiz. Böylesi bir operasyon Çin’in isteği üzerine gerçekleştirilebilir.

KChZhD (Mançurya’yı boydan boya geçen Çin Çangçun Demiryolu) açısından da aynı şeyi yapabiliriz; yani resmiyette anlaşmanın gereklerini yerine getirirken, Çin’in talebi üzerine anlaşmanın ilgili maddelerini değiştirebiliriz.

Ama böyle bir strateji Çinli yoldaşları tatmin etmiyorsa kendi önerilerinizi sunabilirsiniz.
Mao: KChZhD ve Port Arthur ile ilgili mevcut durum Çin’in çıkarlarına uygundur; Çin askerleri emperyalist saldırıya karşı koyacak etkinlik ve yeterlilikte değil. Ayrıca KChZhD demiryolu ve sanayi konusunda Çinli kadroları hazırlama bakımından da bir okul olacakç

Stalin: Askerlerin çekilmesi SB’nin Çin’in ihtiyacı olduğu halde Çin’e yardımı reddettiği anlamına gelmiyor. Bizler komünistler olarak askerlerimizi başka ülkelerde, özellikle de dost bir ülkede konuşlandırma konusunda rahat değiliz. Bu durumu kullanmak isteyen herkes, Sovyet askerleri Çin topraklarında konuşlandırılıyorsa örneğin İngilizler neden Hong Kong’da ya da Amerikalılar neden Tokyo’da kendi askerlerini konuşlandırmasın ki diyebilir.

Eğer karşılıklı anlaşarak Sovyet askerlerini Port Arthur’dan çekebilsek uluslarrası ilişkiler bakımından kazançlı çıkarız. Ayrıca Sovyet askerlinin çekilmesi, Çinli komünistlerin milli burjuvazi ile ilişkilerinin gelişmesine ciddi katkıda bulunacaktır. Herkes, Çan Kay Şek’in başaramadığını komünistler başardı diye düşünecektir. Çinli komünistler milli burjuvaziyi dikkate almalı.

Anlaşma SSCB’ye Port Arthur’da asker bulunurma olanağı sağlıyor. Ama SSCB bu hakkı kullanmak zorunda değil; Çin’in isteği üzerine birliklerini geri çekebilir. Fakat bu uygun değilse Port Arthur’daki birlikler Çin’in isteğine göre 2, 5, 10 yıl daha kalabilir orada. Sanki biz Çin’den kaçmak istiyormuşuz gibi bir yanlış anlamaya fırsat vermeyin. 20 yıl da kalırız.

Mao: Çin’de anlaşmayı tartışırken Amerikan ve İngiliz’lerin Yalta anlaşmasına dair tutumlarını hesaba katmadık. Ortak dava açısından en doğrusu neyse öyle davranmak lazım. Bu sorun üzerinde biraz daha düşünmek gerekiyor. Ama şimdiden belli ki anlaşma üzerinde şimdi bir değişiklik yapmak ya da Port Arthur’dan aceleyle askerleri çekmek doğru olmaz.

Anlaşma sorunun ele almak için Zhou Enlai Moskova’ya gitmesin mi?

Stalin: Hayır bu konuda siz kendiniz karar vermelisiniz. Zhou’ya  başka konularda ihtiyaç duyulabilir.

Mao: Çin’e verilecek Sovyet kredisi konusunda karara varmak isteriz; yani SSCB hükümeti ile Çin arasında 300 milyon dolarlık bir kredi anlaşması yapmak istiyoruz.

Stalin: Olabilir. Bunu hemen şimdi anlaşma haline getirmek istiyorsanız, yapabiliriz.

Mao: Evet, simdi yapmak istiyoruz. Aynı zamanda SSCB ile başta Şincan ile olmak üzere ticaret sorununu çözmek gerekiyor; her ne kadar şu anda bu bölge için belli bir ticari operasyon planı sunacak durumda değilsek de.

Stalin: Çin’in ne tür ekipmana ihtiyacı olduğunu bilmemiz gerekiyor, özellikle şimdi, zira ekipman rezervimiz yok; sanayi malları için talebin de önceden bildirilmesi lazım.

Mao: Ekipman siparişini belirlemede zorluk çekiyoruz, zira ülkedeki sanayi manzarası henüz net değil.
Stalin: Bu talep belirleme işinin hızlandırılması iyi olur; endüstrimize ekipman siparişi en az bir yıl öncesinden veriliyor.

Mao: Hava ulaşım güzergahları yaratılması konusunda SSCB’den yardım almak istiyoruz.

Stalin: Bu konuda yardım etmeye hazırız. Hava ulaşım güzrgahları Şincan ve Moğolistan Halk Cumhuriyeti üzerinde belirlenebilir. Uzmanlarımız var. Size yardımcı oluruz.

Mao: Donanma oluşturmak için yardımınızı istiyoruz.

Stalin: Çin donanması için kadrolar Port Arthur’da hazırlanabilir. Bize admlarınızı verin, biz de size gemiler veririz. Çin donanmasının eğitilmiş kadroları bu gemilerle Çin’e dönebilir.

Mao: Komintang destekçileri Formoza adasında bir donanma bir de hava üssü inşa etti. Bizim donanma ve havacılıktaki eksiklerimiz, Halk Kurtuluş Ordusu’nun bu adayı işgalini zorlaştırıyor. Bu konuya ilişkin olarak bazı generallerimiz SB’nden yardım isteyelim diye görüş belirtti; Formoza’nın ele geçirilmesini hızlandırmak için sizin gönüllü pilotlar ya da gizli askeri birlikler gönderebileceğinizi düşünüyorlar.

Stalin: Yardım konusu gözardı edilmiyor fkaat bu yardımın türü üzerinde düşünmek lazım. Önemli olan Amerika’ya müdahale bahanesi vermemek. Merkez için ise size her an personel ve eğitmen verebiliriz. Diğerlerini düşünmemiz lazım.
Çıkarma hücum birimleriniz var mı?

Mao: Bizim tarafımıza geçen eski bir Komintang çıkarma hücum alay birliğimiz var.

Stalin: Bir çıkarma bölüğü seçilip propaganda için eğitilerek Formoza’ya gönderilebilir ve onlar sayesinde adada bir ayaklanma örgütlenebilir.

Mao: Burma ve Hint Çin’i sınrılarına yaklaşan biriklerimiz var. Bunun sonucunda Amerikalılar ve İngilizler alarma geçti; sınırı geçip geçmeyeceğimizden, birliklerimizin durup durmayacağından emin değiller.

Stalin: Sınırı geçeceğiniz yönünde bir söylenti yaratılarak emperyalistler biraz korkutulabilir.

Mao: Başta İngiltere olmak üzere birçok ülke Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanımak için aktif kampanya yürütüyor. Fakat biz tanınma işini aceleye getirmemek gerektiğini düşünüyoruz. Önce ülke içinde düzeni sağlar, konumumuzu güçlendirirsek o zaman yabancı emperyalistlerle konuşabiliriz.

Stalin: Bu iyi bir politika. Ayrıca İngiliz ve Amerikalılarla çatışma yaratmanıza gerek yok. Örneğin eğer İngilizler üzerinde baskı yaratmak gerekirse bunu Guandong eyaleti ile Hong Kong arasında sorun çıkararak yapmak mümkün. Bu sorunu çözmek için Mao Zedung aracı olarak öne çıkar. Aceleye getirmemek ve sorun ve çatışmalardan uzak durmak lazım.
Şangay’da işler halde olan yabancı banka var mı?

Mao: Var.

Stalin: Peki bunlar kime hizmet veriyor?

Mao: Çin milli burjuvazisi ile şimdiye kadar dokunmadığımız yabancı işletmelere. Yabancıların nüfuz alanlarına gelince: İngilizler ekonomik ve ticari sektörlerde  hakimken, Amerikalılar kültürel ve eğitim alanındaki organizasyonlarda başı çekiyorlar.

Stalin: Japon işletmerlinin durumu ne peki?

Mao: Kamulaştırıldı onlar.

Stalin: Gümrükler kimin elinde?

Mao: Devletin elinde.

Stalin: Gümrük üzerinde yoğunlaşmak önemli, hükümet için iyi bir gelir kaynağı.

Mao: Askeri ve siyasi alanda tam başarı kaydettik, kültürel ve ekonomik alanlarda ise henüz yabancı etkisinden kurtaramadık kendimizi.

Stalin: Yabancı işletmeleri, bankaları denetleyen müfettişleriniz, kurumlarınız var mı?

Mao: Evet var. Kailan madenelri, elektrik enerji santralleri ve Şangay’daki su şebekesi gibi yabancı il-şletmelerin incelenmesi çalışmaları yapıyoruz.

Stalin: Resmi müfettişleriniz olmalı, yasal olarak işlev gören. Ayrıca yabancılara Çinlilerden daha yüksek vergi uygulanmalı.
Volfram ve molibden madenleri ve petrol işletmeleri kimin elinde?

Mao: Devletin.

Stalin: Mineral madenciliğini, özellikle de petrol üretimini artırmak önem taşıyor. Batı Lanzhou’dan Çengdu’ya uzanan bir petrol boru hattı inşa edip petrolü gemilerle taşıyabilirsiniz.

Mao: Çin’in hangi bölgelerinde öncelikli kalkınma yapacağımıza henüz karar vermedik. Barış konusundaki belirsizlik nedeniyle kıyılardan mı yoksa ülke içlerinden mi başlamalı bilmiyoruz henüz.

Stalin: Petrol, kömür ve metale her zaman ihtiyaç vardır. Savaş olsun olmasın.
Çin’in güneyinde kauçuk ağaçları yetiştirilebilir mi?

Mao: Şimdiye kadar başarılı olmadı.

Stalin: Çin’de meteoroloji servisi var mı?

Mao: Hayır henüz kurulmadı.

Stalin: Kurulmalı.

Eserlerinizin Rusça’ya çevrilebilecek eserlerinizin bir listesini almak isteriz.

Mao: Yerel matbalarda basılmış ve birçok yanlış içeren eserlerimi gözden geçiriyorum şimdi. 1950 ilkbaharında bu işi bitirmeyi planlıyorum. Fakat Sovyet yoldaşlardan da yardım almak isterim. Öncelikle Rus çevirmenlerle birlikte metinler üzerinde çalışmak, ikinci olarak da Çince orijinallerini düzeltmek için.

Stalin: Bu yapılabilir. Ama yazılarınızın düzeltilemsi gerekiyor mu?

Mao: Evet, sizden bu işi yapacak bir yoldaş seçmenizi rica ediyorum, parti MK’sından bir yoldaşı örneğin.

Stalin: Gerçekten ihtiyaç varsa bu ayarlanabilir.
....

Görüşme sırasında Molotov, Malenkov, Bulganin, Vişinski, Fedorenko ve Şi Ze (Karski) yoldaşlar da hazır bulunuyordu.

Yoldaş Fedorenko tutanak tuttu.

Vişinski yoldaşın onayına

GİZLİ


Revolutionary Democracy (Nisan 2013)

STALİN – MAO görüşmesi (22 Ocak 1950)

JV Stalin Yoldaş ile Çin Halk Cumhuriyeti Merkezi Halk Hükümeti Başkanı Mao Zedung arasındaki görüşme tutanağı

Selamlaşma ve genl konularda sohbetin ardından şu konuşma gerçekleşiyor:

Stalin: İki konuda görüşmemiz gerekiyor: Birincisi, SSCB ile Çin arasındaki mevcut anlaşmalar, ikincisi ise Mançurya, Sinkiang vb. yerlerdeki sorunlar.
Sorunlardan değil de mevcut anlaşmalardan başlamak daha uygun olacaktır sanırım. Bu anlaşmaların artık değişmesi gerektiğine inanıyoruz, her ne kadar mevcut şekliyle bırakabileceğimizi söylemiş olsak da. Mevcut anlaşmalarda, bizim Anlaşma da dahil değişikliğe gitmek gerekiyor; çünkü Japonya karşıtı savaş gerçekliğine dayanıyorlar. Artık savaş bittiği ve Japonya yenildiği için durum değişti, mevcut anlaşma eskidi.
Dostluk ve İttifak Anlaşması hakkındaki düşüncenizi açıklar mısınız?

Mao: Yeni Anlaşma konusunda ayrıntılı bir önerimiz yok, sadece taslak halinde.

Stalin: Önce bu konudaki düşüncelerimizi paylaşır, sonra da buna uygun bir Anlaşma yapabiliriz.

Mao: Mevcut duruma bakarak aramızdaki ilişkileri anlaşmalar üzerinden pekiştirebiliriz. Bunun uluslararası ilişkiler alanında olduğu kadar Çin’de de olumlu etkisi olacaktır. Dostluk ve İttifak Anlaşması’nda devletlerimiz açısından refahı garantileyen her şey sabitleştirilmeli. Ayrıca Japonya’nın yeniden saldırısının önlenmesi de öngörülmeli. Devletlerimizin refahı ilgi çektiği için kapitalist ülkeler bunu önlemeye çalışacaktır.

Stalin: Doğru. Japonlar hala insan kaynapına sahip bulunuyor ve kaçınılmaz olarak başlarını dik tutacaklardır, özellikle Amerikalılar mevcut politikalarını devam ettirirse.

Mao: Şu iki konu mevcut Anlaşma ile yenisi arasında önemli fark yaratacaktır. Komintang sadece dostluk söylemi kullandı. Şimdi durum değişti ve gerçek dostluk ve işbirliği için gereken tüm koşullar mevcut.

Ayrıca daha önce Japonya’ya karşı savaş anlaşması yaptıysak bugün de Japon saldırısını engelleme konusunda hemfikir olmamız lazım. Yeni Anlaşma siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri işbirliği konularını kapsamalı. Ekonomik işbirliği esas noktayı oluşturacaktır.

Stalin: Mecvut Anlaşma’nın 3. maddesindeki ifadeyi aynı şekilde mi tutalım: “Bu madde, her iki Yüksek Anlaşan Tarafın isteği ile Japonya’nın gelecekteki saldırısını engelleme sorununu Birleşmiş Milletler’e götürmeye karar verinceye kadar yürürlükte olacaktır.”

Mao: Bence bu ifadeyi korumak gerekmez.

Stalin: Biz de öyle düşünüyoruz. O halde yeni Anlaşma için ne tür bir açıklama kullanmalı?

Mao: YeniAnlaşma’nın uluslararası danışmalar konusunda bir açıklama içermesi gerektiğine inanıyoruz. Çin milli burjuvazisi uluslararası ilişkiler sorununda  Sovyetler Birliği ile yakınlaşma politikasına karşı çıkıyor. Bu açıklama konumlarımızı güçlendirecektir.

Stalin: Dostluk ve İttifak Anlaşması yapmak da böyle bir açıklama anlamına geliyor zaten.

Mao: Doğru.

Stalin: Anlaşma projesini geliştirme görevini kime vermeli? Bana kalırsa Vişinski ile Çu En Lay’a verebiliriz bu işi.

Mao: Ben de katılıyorum bu görüşe.

Stalin: Çin Doğu Demiryolları (ÇDD) konusuna geçelim. Bu konudaki önerileriniz ne?

Mao: Belki temel olarak ÇDD konusundaki önceki anlaşmaları ve Port Arthur anlaşmasını hukuken muhafaza edip fiili olarak değişiklik yapabiliriz.

Mao: İki tarafın da, hem SB’nin hem de Çin’in işine glen şeylerden başlamalı.

Stalin: Doğru. Port Arthur anlaşmasının iki taraf açısından eşit olmadığı  kanısındayız.

Mao: Fakat bu anlaşmayı değiştirmek Yalta Konferansı’nın kararalarını etkileyecektir?!

Stalin: Haklısınız, etkiler; ama ne yapalım, canı cehenneme! Anlaşmaları değiştirme konusunda bir kez karar alınca sonuna kadar bu karara uymalıyız. Bize bazı rahatsızlıklar verecek olsa da, Amerikalırla karşı karşıya getirse de. Ama buna zaten alıştık.

Mao: SSCB açısından istenmeyen sonuçlar doğurmasından korkuyoruz.

Stalin: Mevcut anlaşmanın Japonya ile savaş sırasında yapıldığı  biliniyor. Çang Kay Şek’in nasıl bir oyun oynayacağını  bilmiyorduk. Port Arthur’da askerlerimizin olması SB’nin ve Çin demokrasisinin çıkarına olur diye düşündük.

Mao: Bu konu net.

Stalin: Öyleyse şunu kabul eder misiniz: Japonya ile barış imzalanıncaya kadar Port Arthur anlaşmasının geçerli olması ve ondan sonra da Rus askerlerinin çekilmesi? Şu da mümkün: Eski anlaşmanın geçerli olduğunu bildirmek, gerçekte ise Port Arthur’dan askerlerimizi çekmek. Siz hangisini istiyorsanız biz onu kabul ederiz. İki türlü de olur mu sizin için?

Mao: Bu konuyu düşünmemiz lazım. Stalin yoldaşın düşüncesine katılıyor ve Port Arthur anlaşmasının Japonya ile barış imzalanıncaya kadar yürülükte kalması gerektiğine inanıyoruz. Ondan sonra güncelliğini yitirecek ve Sovyet askerleri ayrılacak. Fakat biz Port Arthur’daki askeri varlığımızı devam ettirmek ve burayı tatbikat ve donanma gücü için kullanmak istiyoruz.

Stalin: Dalny (Çin’de Port Arthur limanının bulunduğu kent) konusuna gelince. SB Dalny’de hiçbir hak iddiasında bulunmayacak.

Mao: Dalny serbest liman olarak mı kalacak?

Stalin: Biz Dalny’deki haklarımızdan feragat ettiğimiz için, bu konuda Çin’in kendisinin karar vermesi gerekir. Serbest liman olacak mı olmayacak mı diye. Rooselvelt bir zamanlar Dalny’nin serbest liman olması konusunda ısrar ediyordu.

Mao: O halde Port Arthur’un serbest liman olması ABD ve İngiltere’nin çıkarına olacak?

Stalin: Elbette. Kapısı açık bir ev misali olacak.

Mao: Port Arthur aramızdaki askeri işbirliği için temel oluştururken Dalny de Sovyet-Çin ekonomik işbirliği için temel olabilir. Dalny’de Sovyet yardımı olmaksızın yararlanamayacağımız birkaç sınai hedefimiz var. Ekonomik işbirliğimizi orada geliştirmek lazım.

Stalin: O halde Port Arthur anlaşması, Japonya ile barış imzalanıncaya kadar yürürlükte olacak. Ondan sonra hükmü kalmayacak ve Rus askerleri geri çekilecek. İfade edilen düşünceleri doğru özetliyor muyum?

Mao: Temeli bu, yeni anlaşmada tam da böyle izah etmek istiyoruz.

Stalin: CER (Çin Doğu Demiryolları, ÇDD) konusunda tartışalım. Tereddütlerinizi dile getirir misiniz? Komünistlerin yapması gerektiği gibi.

Mao: Ana mesele yeni anlaşmanın şu konuları kabul etmesi: işbirliği halinde kullanım ve idarenin gelecekte de devam etmesi.Ama idare nasıl olacak? Ana rolü Çin oynamalı. Ayrıca anlaşma süresinin kısaltılması ve yatırım konusunda düzenlemeler yapmamız lazım.

Molotov: Her iki ülkenin ortak kullanımının ve sanayi projelerinin ortak idaresinin sağlanması eşitlik temelinde olmalı ve önemli idari konumlar alternatifli / değiş-tokuş biçiminde paylaşılmalı. Eski anlaşmaya göre idare Sovyet tarafına düşüyordu. Ama gelecekte önemli pozisyonların sırasıyla iki taraf arasında paylaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Diyelim ki en üst idari yapı 2-3 yılda bir taraflar arasında el değiştirebilir.

Çou En Lay: Yoldaşlarımız mevcut ÇDD idari sisteminin ve valilik görevinin kaldırılması ve ÇDD için bir idari kurul oluşturulması gerektiğine inanıyor. Kurul başkanı ve en üst müdürlük görevi Çinlilere verilmeli. Ama Molotov yoldaşın önerisini de gözterek bu noktalar üzerinde düşünmemiz gerekiyor.

Stalin: İşbirliği halinde kooperatif idareden söz ediyorsak önemli mevkilerin sırasıyla dönüşümlü bir şekilde tutulması gerekir. Bu daha anlamlı olur. Anlaşmanın süresinin kısaltılması  konusunda ise  bir itirazımız yok.

Çou En Lay: Tarafların yaptığı yatırım oranı konusunda değişiklik yapmayalım mı? Yatırımlardaki mevcut parite yerine Çin’in yatırımlarını %51’e çıkarabiliriz.

Molotov: Mevcut pariteye ters düşer bu.

Stalin: Gerçekten de Çekler ve Bulgarlarla olan anlaşmalarımız taraflar arasında eşit pariteye dayanıyor. İşbirliği/kooperatif idareden söz ediyorsak, yatırım konusunda da eşit katılım olsun.

Mao: Bu konuyu iyice öğrenmemiz ve iki tarafın da çıkarlarını sağlamamız lazım.

Stalin: Kredi anlaşmasını konuşalım. Bu anlaşma iki devletin anlaşması biçiminde olmalı. Bu konuda bir düşünceniz var mı?

Mao: Finansal kredi askeri ekipman tedarikini de kapsıyor mu?

Stalin: Bu size bağlı. İsterseniz bunu krediye dahil eder ya da ayrı bir ticari anlaşma yaparız.

Mao: Askeri ekipmanı kredinin içinde sayarsak sınai kalkınma için gereken fonlarda eksilme olacak. Galiba Askeri ekipmanın bir kısmını kredi dahilinde saymamız gerekecek, geri kalanı ise ticaret kategorisinde sayılabilir. Sanayi ve askeri ekipmanı teslim süresini 5 yıldan 3-4 yıla düşürebilir miyiz?

Stalin: Potansiyelimize bakmamız gerekiyor. Kendi sanayi siparişlerimiz önemli. Ancak ekipman teslimi şimdi başladığı için kredi anlaşmasının bitim tarihini 1 Ocak 1950’ye değiştirebiliriz. Kredi anlaşmasını Temmuz 1949’dan başlatırsak uluslararası toplumun kafası karışacaktır. Çin’in o zaman ulusal hükümeti yok idiyse Sovyet-Çin anlaşması nasıl oldu diye. Sınai ekipman siparişlerinizi acele iletseniz iyi olur. Listenizi ne kadar çabuk hazırlarsanız o kadar iyi olur.

Mao: Kredi koşullarının fazlasıyla Çin lehine olduğunu düşünüyoruz. Sadece %1 faiz ödeyeceğiz.

Stalin: Kredi politikası standartlarımız halk cumhuriyetleri için %2 faiz öngörüyor. İstiyorsanız sizin de faiz oranınızı yükseltiriz! (Şaka) Fakat Çin ekonomisi fazlasıyla tahribata uğradı. Telgraflardan anladığımız kadarıyla Çin hükümeti sanayiyi inşa etmek için orduyu kullanacak. Bu çok iyi. Biz de zamanında sanayinin inşasında orudyu kullanmış ve olumlu sonuç almıştık.

Mao: Doğru. Sovyet yoldaşların tecrübesinden faydalanıyoruz.

Stalin: Çin’in Şincan için mısır alması sorununu gündeme getirdiniz mi?

Mao: Evet, biraz buğday ve tekstil.

Stalin: Gerekli siparişleri rakam olarak önermeniz gerekecek.

Mao: Olur, hazırlarız. Ticaret anlaşması ile ilgili ne yapmamız lazım?

Stalin: Siz ne düşünüyorsunuz? Bugüne kadar Mançurya ile ticaret anlaşması yaptık. Gelecekte durum ne olacak b ilmek isteriz. Mançurya, Şincan ve diğer eyaletlerle ayrı ayrı anlaşmalar mı yapacağız yoksa merkezi bir anlaşma mı?

Mao: Biz merkezle tek anlaşma yapılmasını isteriz. Ama Şincan kendi adına anlaşma yapabilir.

Stalin: Sadece Şincan mı? Peki Mançurya?

Mao: Çou En Lay: Mançurya ile ayrı anlaşma mümkün değil, çünkü merkezi anlaşma Mançurya’dan transfer yoluyla sağlanabilir.

Stalin: Şincan ya da Mançurya ile anlaşmaları merkezi hükümetin onaylamasını ve böylece bu anlaşmalar konusunda sorumluluk almasını isteriz.

Mao: Şincan ile anlaşma merkezi hükümet adına yapılmalı.

Stalin. Bu doğru. Merkezi hükümetin daha geniş bakış açısıyla göreceği birçok şeyi eyalet hükümeti dikkate almayabilir. Başka soru var mı?

Mao: Bugün için en önemli roun ekonomik işbirliği, Mançurya’da ekonominin yeniden inşası ve kalkınma.

Stalin: Hazırlık işini Mikoyan, Vişinski, Çou EN Lay ve Li Fu Çun yoldaşlara bıraklaılm. Başka soru?

Mao: Çin’e gönderdiğiniz hava kuvvetleri alayının bize çok yararı dokunduğunu belirtmek isterim. 10 bine yakın insan transfer eidldi onlarla. Yardımınız için size teşekkür ederim Stalin yoldaş. Ve bu alayı bir süre daha Çin’de tutmak isteriz. Onları Tibet’te ilerlemek üzere olan Li Bo Çan ordusuna gıda transferi için kullanmak istiyoruz.

Stalin: İlerleme hazırlığında olmanız iyi. Tibetlilerin desteğini kazanmanız lazım. Hava kuvvetleri alayı konusunda orduya danışıp tavsiyelerimizi size bildireceğiz.

Görüşme 2 saat sürdü.

Hazır bulunananlar: Molotov, Malenkov, Mikoyan, Vişinski, Roşçin, Fedorenko ve Mao, Çou En Lay, Li Fu Çun, Van Çia Sian, Çen Bo Da ve Şi Ze (Karski)

Türkçe materyaller listesine dönmek için buraya tıklayın.